ÜLKÜCÜLERİN MEKANI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ÜLKÜCÜLERİN MEKANI

SİTEMİZDEKİ PAYLAŞIMLARIN HEPSİNİ GÖRMEK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ****** Mucizesi 4. Bölüm (Mutlaka Okuyun)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Bozkurt09

Bozkurt09


Mesaj Sayısı : 137
Kayıt tarihi : 18/02/09
Nerden : Aydın

Atatürk Mucizesi 4. Bölüm (Mutlaka Okuyun) Empty
MesajKonu: ****** Mucizesi 4. Bölüm (Mutlaka Okuyun)   Atatürk Mucizesi 4. Bölüm (Mutlaka Okuyun) Icon_minitimeÇarş. Şub. 18, 2009 9:10 pm

UÇAK KAZASI

Mustafa Kemal ******, son Osmanlı Padîşahları'ndan olan Mehmet Reşat ile Almanya'ya gitmişti. Askeri üsler gezilirken, bir askeri üsse şereflerine uçaklarla gösteriler yapılacaktı. Birinci Dünya Savaşıöncesi 1910 yıllarında uçaklar az çok gelişme göstermişti. Askeri üsse gösteri yapacak olan uçaklardan birine de ******'ün binmesi kararlaştırılmıştı.



Planlanan törende zamanı gelince ******, uçağa doğru ilerlemeye başladı... Ancak bir anda geri dönerek uçağa binmekten vazgeçtiğini söyler. Bütün ısrarlara rağmen ****** fikrinden vazgeçmez. Onun yerine bir Alman subayı uçağa biner. Uçak havalandıktan bir müddet sonra arızalanarak düşer.



İçindeki Alman subayı ölür!... ****** uçağa niçin binmek istemediğini açıklanamamıştır. O sadece içindeki sese her zaman olduğu gibi kulak vermiş ve mutlak bir ölümden dönmüştür.


YAŞAMINDAKİ 9 RAKAMI

Mustafa Kemal ******'ün hayatında kehanetlerinin yanısıra 9 rakamının kendisine özgü bir yeri olmuştur. Bu esrarengiz 9 rakamı onun doğumundan başlayıp ölümüne kadar geçen süre içinde kendisini hiç yalnız bırakmamıştır.

Üstünde çok konuşulmuş olmasına rağmen bu konunun ardındaki gizem günümüzde halaçözülememiştir... İşte ******'ün yaşamındaki 9 rakamları...

19. Yüzyıl'da doğmuştur. Doğum tarihi olan 1881 yılı da 9 ve 9'un katlarıyla ilgili bir rakamdır: 18' in içinde 2 adet 9'un toplamı, 81'in içinde ise 2 adet 9'un çarpımı vardır. Ayrıca 1+8+8+1=18 eder ki tekrar 1+8'i toplarsak yine 9rakamıyla karşılaşırız. 1899 yılında ****** İstanbul'daki Harp Okulu'na girdi. 29 Aralık 1903'de Kurmay Yüzbaşı oldu. 19 Aralık l904'de Hürriyet perver fikirlerinden dolayı Yıldız'da sorguya çekildi. 22.9.1909 tarihinde İttihat ve Terakki'nin yıllık toplantısına Trablusgarp delegesi olarak katıldı. 9 Ocak 1912 tarihinde Trablusgarp'ta İtalyanlar'ı bozguna uğrattı. 19 Mayıs 1915'de Albaylığa yükseldi. 89 Ağustos 1915'de Anafartalar grubu komutanı oldu. Emrindeki l9 Tümeniyle Çanakkale Savaşlarınagirdi. 29 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Komutanı Limon Von Sanders'in yerine atandı.



9. Ordu Komutanı olarak Erzurum'a tayin edildi. 19 Mayıs 1919'da Vatan'ı kurtarmak İçin Samsun'a çıktı. Yanında 18 kişi vardı. Kendisiyle beraber 19'u buluyorlardı... 8'i 9'a bağlayan 1919 Temmuzu'nda askerlikten istifa etti. 9 Temmuz l919 gecesi Erzurum Kongresi'ni açtı. 19 Ekim 1919 Erzurum Milletvekilliğinin adaylığını kabul etti. 19 Eylül 1921 'de TBMM kendisine Gazi unvanını verdi. 9 Eylül 1922'de Başkomutan olarak yönettiği ordular ülkeyi düşmandan temizledi ve İzmir'i kurtardı. 29 Ocak 1923 tarihinde İzmir'de Uşaklıgiller'in kızı Latife hanımla evlendi. 9 Ağustos 1923'de Cumhuriyet Halk Fırkası'nı kurdu. 9 Ekim 1923'de kendisinin önerisiyle Ankara Başkent oldu. 29 Ekim l923'de Cumhuriyet ilan edildi. 29 Ekim 1923 gecesi Türkiye'nin ilk Cumhurbaşkanı oldu.



9 Nisan 1928'de Laiklik ilkesini Anayasa'ya ilave etti. 9 Ağustos 1928'de İstanbul Sarayburun'da Latin harflerinin kabulünü milletine müjdeledi. 10 Kasım 1938'de Saat: 9'u 5 geçe Dolmabahçe Sarayı'nda bu dünyadan ayrıldı. l9 Kasım 1938'de cenaze namazı Dolmabahçe Sarayı'nın tören salonunda kılındı.

Nüfus cüzdan numarası 993814B'dir. Ortadaki 938 ölüm tarihini, geriye kalan baştaki 9 ve sondaki 14rakamı ise ölüm saatini (9 dakikalık farkla) vermesi bakımından oldukça düşündürücüdür.



Düşündürücü olan bir başka gelişme de bu kitabın basılması sırasında yaşanmıştır!... Kitabın Ankara'dan gelen ISBN numarası 9 rakamıyla başlamış ve 9 rakamıyla bitmiştir!...



Uzmanların Açıklamaları

Ünlü psikolog C. G. Jung bu tür anlamlı tesadüflere hayatı boyunca ilgi duymuş ve sürekli olarak bu meseleyi araştırmıştır. Jung bu konuyla ilgili elde ettiği sonuçlarışöyle özetler:

1- Anlamlı tesadüfler, nedensel bir açıklamadan yoksundur. 2- Anlamlı tesadüfler, arşetipik bir temele dayanır. 3- Anlamlı tesadüfler, şans eseri meydana gelmesi imkansız olan ve anlamlı bir şekilde bağlandırılabilen rastlantılardır. 4- Anlamlı tesadüfler, çoğunlukla yaşantımızın bazı önemli günlerinde ortaya çıkar.


YER: ÇANAKKALE

İngilizler Çanakkale'de Anafartalar grubunu mağlup edip de cepheyi sökemeyince yeni bir harekete giriştiler. Cepheyi sağdan çevirmek istediler. Düşmanın planını bozmak için Kireç Tepe'yi tutmak lazımdı. Ancak oraya giden tek bir dar yol, harp gemileri tarafından makaslama ateş altında tutuluyordu. Her an 38'lik gülleler korkunç patlayışlarla ortalığı alt üst ediyordu. Bir insanın değil, kuşun bile geçmesine imkan yoktu...



Kireç Tepe'yi tutmak emrini alan askerler, bulundukları yerden çıkmakta tereddüt içindeydiler. Fırsat gözlüyorlardı... Fakat düşmanın ateşi bir an bile kesilmiyordu. ****** bu hali görünce siperlere koştu. Askerlerin arasına karıştıve sordu: “Niçin geçemiyorsunuz?”



İçlerinden biri cevap erdi. “Düşman ölüm saçıyor, geçilemez.” Bunun üzerine Mustafa Kemal zerre kadar korku ve tereddüt göstermeden: “Oradan böyle geçilir..,” dedi ve ileri fırladı.



Askerler durur mu, onlar da Kumandanları'nın arkasından ileri atıldılar. Toz duman ve ölüm kasırgasınıyaran askerler karşıya vardılar ve tepeyi tuttular. Mustafa Kemal'in ve yanındaki askerlerin vurulmadan o dar geçitten nasıl geçtikleri hiç bir zaman anlaşılamamıştır.... Sevgili okuyucular bu sadece bir kahramanlık öyküsü değildir. Bu kahramanlığın ötesinde büyük bir mucizedir... Ve normal şartlarda açıklanması mümkün değildir...


YEŞİL ORDU

1920 yılıİlkbaharı'nın sonlarına doğru bir gün Mustafa Kemal, Tevfik Rüştü Âras'ı Ankara İstasyonunun bitişiğinde kaldığı bir eve çağırdı. Tevfik Rüştü Araş kendisine bir yaverinin haber verilmeksizin “Yeşil Ordu” teşkilatına alındığından şikayet etti. O sıralarda Büyük Millet Meclisi kurulalı 10 hafta olmuştu. Vatanın kurtarılması için başvurulan, türlü tedbirler arasında bir de “Yeşil Ordu” adı verilen gizli bir teşkilat vardı.



Fakat Birinci Büyük Millet Meclisi tam anlamıyla ve bütün kuvvetiyle işlemeye başladığı için artık her türlü dağınık tedbirlerin kaldırılması ve her faaliyetin Büyük Millet Meclisi yetkileri içine alınması zamanı da artık gelmişti. Yeşil Ordu teşkilatına lüzum kalmamıştı.



****** o gece bazı arkadaşlarını davet ederek konuyla ilgili bir toplantı düzenlemişti... Toplantıda Celal Bayar, Muhtar Bey, Yunus Nadi Bey, Kılıç Ali Bey ve Tevfik Rüştü Araş bulunuyordu. ****** ciddi işler konuştuğu zaman toplantılarda kahveden başka bir şey içmezdi. Alkol kesinlikle almazdı.

O gece konuşmalar uzun sürmüştü. Toplantı bittiğinde gece yarısını iki saat geçmişti. Toplantıda memleketin çeşitli yerlerinden ve önemli kişilerden gelen raporlar okunmuş, kurtuluş etrafında değişik mevzular konuşulmuş, sert tartışmalardan sonra, üzerinde görüş birliğine varılan bazı kararlar alınarak sırasıyla yazılmaya başlanmıştı.



Toplantı tamamen bitip de, o gece için son kahveler içilirken, Mustafa Kemal, Tevfik Rüştü Aras'a hitap ederek: “Bu gün öğleden sonra bu konular etrafında bir arkadaşla görüşmüş, bazı notlar almıştım. Tevfik Rüştü, lütfen köşedeki saksının içinde duran o notları alıp okur musunuz?”



Tevfik Rüştü Aras sözkonusu notları okumaya başlayınca toplantıda bulunanların hepsi hayretler içinde kalmıştı... Saatlerce üzerinde konuşularak, görüş birliğine varılan kararların hepsinin, tamamıyla aynı olmak üzere o not kağıdında yazılmış olduğunu gördüler..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
****** Mucizesi 4. Bölüm (Mutlaka Okuyun)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ÜLKÜCÜLERİN MEKANI :: BÜYÜK LİDERLER :: BAŞBUĞ ATATÜRK-
Buraya geçin: